28 Mayıs 2021 by tiroidcerrahisi 0 Comments

TİROİD AMELİYATLARI

İki taraflı tiroid ameliyatı (Bilateral total tiroidektomi)

Her iki tiroid bezinde nodüllerin olduğu guatr hastalarında iki taraflı cerrahi yapılır.

Biyopsi ile belirlenen papiller tiroid kanseri 1 cm den büyükse iki taraflı tiroid bezi çıkarılır

Zehirli guatr (Graves ve çoklu nodüllü toksik guatr) hastalarında hastalığın nüksünü önlemek için iki taraflı cerrahi uygulanır

Medüller kanserde tümör çapı kaç olursa olsun iki taraflı tiroid bezi çıkarılır

Tek taraflı tiroid ameliyatı (Lobektomi)

Sağ veya sol tek lobun çıkarıldığı hastalıklar çok azdır.

Bunlardan biri papiller tiroid kanserininin 1 cm den küçük olduğu ve diğer lobda nodül olmadığı hastalardır.

Tek nodül olup fazla hormon salgıladığı toksik adenom hastalarında tek lob çıkarılır

Tiroid bezinde tek bir nodülün olduğu ve biyopsi sonucu kesin kanser olmayan hastalar. Ancak ameliyat sonrası kanser çıkarsa yeniden ameliyat gerekebileceği hastaya çok iyi bir şekilde anlatılmalıdır.

Günümüzde tiroid ameliyatı yapılırken geride tiroid dokusu bırakılmamaktadır. Bazı hastalarda siniri korumak amaçlı çok çok ufak bir doku kalabilir ancak daha fazla tiroid dokusu bırakılarak yapılan ameliyatlar sorun oluşturacağı için uygulanmamalıdır.

Ameliyat sırasında patolojik inceleme (Frozen) yapılmalı mı?

İğne biyopsisi ile kanser tanısı koyulan hastalarda Frozen yapılmaz. “Kanser kuşkusu” olan hastalarda Frozen istenebilir. Ameliyat esnasında kuşkulu bir lenf bezi görülürse, Frozen yapılarak ameliyatın şekline karar verilir. Frozen’da metastaz bulunursa, hastanın lenf bezleri de çıkarılır.

Tiroid sinir monitörizasyonu

Günümüzde tiroid ve paratiroid cerrahisi sırasında ses tellerine giden siniri korumak için uygulanacak altın standart yöntem; sinirin rutin olarak görülmesi ve ameliyat alanındaki seyrinin izlenmesidir. Sinir monitorizasyonu, sinirin gözle görülmesi yönteminin yerini almaktan ziyade tamamlayıcı bir yöntem gibi hizmet eder ve ameliyat sırasında sinirsel fonksiyonlar hakkında bilgi verir. Sinirin görülmeden önce haritasının çıkarılması için kullanılabilir. Böylece gereksiz diseksiyona bağlı kanama ve sinirsel harabiyetten kaçınılmasına olanak sağlayabilir. Bu durum özellikle ikincil cerrahilerde skarlı alanda çok yardımcı olabilir.
Sinir monitorizasyonunun uygun kullanımı için deneyim şarttır. Bu bağlamda hem cerrahların hem de anestezistlerin sistemi ve yöntemi öğrenmeleri ve deneyim kazanmaları gerekir.

Sonuç olarak;

Sinirin bu yöntem ile uyarılması sonucunda cerrah, görsel ve/veya ses olarak yanıt alıyorsa sinirin sağlam olduğu sonucuna varabilmektedir. Böylece ameliyatın çeşitli evrelerinde siniri uyararak bir sorun olup olmadığı ameliyat sırasında fark edebilmekte ve hastanın ameliyattan sonra ses sorunu ile karşılaşıp karşılaşmayacağını hasta ameliyat masasında ve halen uyuyorken tahmin edebilmektedir

Tiroid ameliyatı öncesi dikkat edilecekler

Ameliyat olacak hasta baka nedenlerle kullandığı tüm ilaçları doktoruna söylemeli

Ameliyat öncesi nezle grip olmamaya özen göstermelidir. En ufak bir şikayet olursa doktora bildirilmelidir. Ameliyat kalmasın endişesi ile böyle bir durumu saklamak çok tehlikeli komplikasyonlarla sonuçlanabilir.

Ameliyat öncesi uçuk çıkması ameliyatın iptal edilmesinin gerektirir. Çünkü uçuk viral bir infeksiyondur, anestezi alacak hastalarda virüsün kana yayılmasına neden olabilir.

Tiroid hastalığı le ilgili kullandığı ilaçları “nasıl olsa ameliyat olacağım” diye kesinlikle bırakmamalıdır. Hatta bazı ilaçlar ameliyat sabahı erken bir saatte çok az bir su ile içilmelidir. Bu uyarı doktor tarafından yapılır.

Ameliyattan önceki gece saat 12.00 den sonra yemek ve içmek kesilir, sabah hiçbir şey yemeden ameliyata girilir.

Diyabet yani şeker hastalığı gibi özel durumları olan hastalara farklı önlemler alınır ve bu önlemler hastaya iletilir.

Kan sulandırıcı kullanan hastaların hazırlığı daha özeldir. Aspirin ameliyattan bir hafta önce kesilmelidir. Ağrı kesici olarak kesinlikle aspirin kullanılmamalıdır.

Kan sulandırıcı olarak kumadin kullanan hastaların ilacı ameliyattan önce kesilir ve kan sulandırıcı iğneler başlanır. Bu protokol Kardiyoloji konsültasyonu ile ayarlanır.

Allerjisi olan hastalar neye karşı alerjilerinin olduğunu doktoruna söylemelidir. Gerekirse ilave testler yapılabilir.

El ve ayak parmaklarındaki ojeler silinmeli, takma diş varsa çıkarılmalıdır.

Vücutta metal bir maddenin olmaması gerekir (yüzük, küpe, kolye vs)

Tiroid ameliyatı sonrası dikkat edilecekler

Ameliyat sonrası yiyecek, içecek ve hareket kısıtlaması yoktur. Yemeklerde iyotlu tuz kullanılabilir.

Genel anestezi sırasında soluk borusuna yerleştirilen tüp nedeni ile yutkunma sırasında boğazda hafif bir ağrı veya batma hissedilebilir. 1-2 günde kendiliğinden geçecektir. Herhangi bir boğaz pastili kullanılabilir.

Ameliyatın 3. günü banyo yapılabilir, yaraya su ve sabun temas edebilir

Ameliyat yarasında kendiliğinden eriyen dikiş materyali kullanıldığı için, dikişlerin alınmasına gerek yoktur.

Yaranın üzerine yapıştırılan ufak bantlar 4-5 gün sonra çıkarılabilir.

Ameliyat sonrası kalsiyum verilen hastalar, bu ilacı doktor kontrolünde azaltarak keser

El ve/veya ayak parmaklarında, dudak kenarlarında uyuşma, karıncalanma, kasılma gibi şikâyetler olursa doktora haber verilmelidir. Bu bulgular kalsiyum düşüklüğünün belirtileridir.

Ameliyat yerinde belirgin şişlik, kızarıklık, ağrı gibi belirtiler olursa doktora haber verilmelidir.

Zehirli guatr nedeni ile ameliyat olan hastalar, ameliyat öncesi kullandığı anti-tiroid ilaçlarını (Propycil veya Thyromazol) keser.

Bir hafta sonra kesinin üzerine “yara izi azaltıcı herhangi bir krem ” sabah akşam sürülmelidir (Kaşıntı, kızarıklık gibi yan etki görülürse kullanıma son verilir).

Açık alana çıkıldığı zaman, yüksek koruma faktörlü güneş kremi (50 Faktör) 1 yıl boyunca ameliyat bölgesine sürülmelidir.

İki taraflı tiroid lobu çıkarılan hastalar doktor kontrolünde  “Levotiroksin” tablet kullanmaya başlar. Ameliyattan 1 ay sonra test sonucuna göre doz ayarlaması yapılır.

Tek taraflı tiroid lobu alınan hastaların genellikle tiroid hormonu kullanmasına gerek kalmaz. Ameliyattan 1 ay sonra yapılan serbest T4 ve TSH düzeylerine göre gerekli durumlarda ilaç başlanır.

Cilt dikişlerinde kendiliğinden eriyen iplikler kullanıldığı için, dikişlerin alınması söz konusu değildir.

Ameliyattan sonra 3. gün yara yerine su değmesinde bir mahsur yoktur

Taburcu olduktan sonraki günlerde yara yerinde ağrı, kızarıklık veya şişlik gelişmesi infeksiyon (iltihaplanma) bulgusudur. Çok ender görülür.

Tüm tiroid ameliyatlarında kesi estetik usul ile kapatılır ancak kişinin yara iyileşme durumuna göre bazen görünür iz kalabilir. Ameliyattan genellikle 6 ay sonra yara izi belirsiz hale gelir. Ameliyat kesileri boyunun doğal çizgilerinden yapıldığı için, zamanla yara izi fark edilmez. Yaz aylarında ameliyat olan hastalar dışarı çıkarken yüksek koruma faktörü kullanmalıdır. Güneşe maruz kalan yaralarda iz kalma riski yüksektir.

Standart bir tiroid ameliyatında bir hafta sonra işe dönülebilir. Bu süre kişisel özelliklere ve hastalığın durumuna bağlıdır. Komplikasyon geliştiği zaman işe dönüş süresi uzar.

Tiroid ameliyatı sonrası hormon tedavisi

Tiroid ameliyatları sonrası tiroid hormonu genellikle ömür boyu kullanılır. Tiroid dokusu tamamen çıkarıldığı için, vücudun ihtiyaç duyacağı hormon dışarıdan verilir.

Genellikle 50-75 micg Levotiroksin başlanıp, daha sonra yapılan hormon tetkiklerine göre dozu ayarlanır.

Tiroid hormon azlığı, halsizlik, yorgunluk, saç dökülmesi, kilo artışı yapacağı için, ameliyattan sonra tiroid hormonuna erken dönemde başlanır.

Tiroid kanserlerinde, bazı hastalara atom tedavisi gerekeceği için, tiroid hormonunun başlanması veya kesilmesi takip eden hekim tarafından ayarlanmalıdır.

Tiroid hormon ilacının eksik olan hormon yerine verildiği için zararı yoktur. Tiroid hormonu sabah aç karına, tek seferde, su ile ve ezmeden alınmalıdır.

Başka ilaç kullanan hastalar, bu ilaçlarını tiroid hormonundan en az 4-5 saat sonra almalıdır.

İlaçlarda doz değişikliği 8 haftadan önce yapılmamalı, doz değişikliğinin kontrolü de en az 6-8 hafta sonra yapılmalıdır.

Ameliyattan sonra ilk kontrol patoloji sonucu çıkınca yapılır.

Daha sonra hastanın durumuna göre, 1, 3 veya 6 aylık kontrollere periyodik olarak devam edilir. İlacın doz ayarlaması yapıldıktan sonra yıllık kontrol yeterli olur.

Hastanın halsizlik, yorgunluk, çarpıntı gibi şikâyetler olduğu zaman daha erken kontrole gelmesi gerekir.

Tiroid ameliyatı sonrası kilo alımı

Tiroid bezleri tamamen alındığı zaman hastada kalıcı hipotiroidi gelişir. Bunu engellemek için dışarıdan sentetik tiroid hormonu verilir. Sentetik hormonlar ile tiroid hormon düzeyleri normal düzeye gelene kadar ve bu hormon düzeylerinin tam olarak dengeye oturana kadar kilo alımı olabilir.

Hastalar hem ameliyat sonrası iyileşme döneminde hareketlerini azaltmaları ve beslenmelerine dikkat etmemeleri nedeni ile bu kilo alımı daha fazla olabilir. Ancak bu kilo artışları 5 kg’ı geçiyorsa nedeni hipotiroidi değildir.

Tiroid kanseri olan hastaların bazılarına atom tedavisi yapılır.  Atom tedavisinin etkili olabilesi için TSH düzeyinin 30’un üzerinde olması gerekir. Bu ciddi bir hipotiroidi durumudur. Bu süreçte hasta beslenmesine dikkat etmez ise kilo alımı kaçınılmaz olur. Atom tedavisi sonrası tiroid hormonuna başlanır ve 1-2 ay içerisinde hasta eski kilosuna döner.

Haşimato hastalığında genellikle çok ciddi hipotiroidi olmaz. TSH 5-10 mIU/L arasında olan hastaların aşırı kilo alıyorum yakınmaları yine haşimato ile açıklanamaz.

Tiroid hormonu (L-Tiroksin) nasıl kullanılır?

Tiroid hormonları hipotiroidi yani tiroid yetmezliğinde kullanılır. Hipotiroidi tirroid bezlerinin çıkarılması veya tiroidit (Haşimato) hastalığı sonrası gelişir.

Tiroid hormonu sabah aç karına alınmalıdır. En az yarım saat sonra kahvaltı edilmelidir.

İlaç su ile ve ezilmeden içilmelidir.

İlacın hepsi aynı anda alınır, doz bölünmez.

Hormon tetkiki yapılacağı günün sabahı ilaç alınmaz, kan verildikten sonra o günün dozu alınır.

28 Mayıs 2021 by tiroidcerrahisi 0 Comments

TİROİD SİNİR MONİTÖRİZASYONU

Günümüzde tiroid ve paratiroid cerrahisi sırasında ses tellerine giden siniri korumak için uygulanacak altın standart yöntem; sinirin rutin olarak görülmesi ve ameliyat alanındaki seyrinin izlenmesidir. Sinir monitorizasyonu, sinirin gözle görülmesi yönteminin yerini almaktan ziyade tamamlayıcı bir yöntem gibi hizmet eder ve ameliyat sırasında sinirsel fonksiyonlar hakkında bilgi verir. Sinirin görülmeden önce haritasının çıkarılması için kullanılabilir. Böylece gereksiz diseksiyona bağlı kanama ve sinirsel harabiyetten kaçınılmasına olanak sağlayabilir. Bu durum özellikle ikincil cerrahilerde skarlı alanda çok yardımcı olabilir.
Sinir monitorizasyonunun uygun kullanımı için deneyim şarttır. Bu bağlamda hem cerrahların hem de anestezistlerin sistemi ve yöntemi öğrenmeleri ve deneyim kazanmaları gerekir.

Sonuç olarak;

Sinirin bu yöntem ile uyarılması sonucunda cerrah, görsel ve/veya ses olarak yanıt alıyorsa sinirin sağlam olduğu sonucuna varabilmektedir. Böylece ameliyatın çeşitli evrelerinde siniri uyararak bir sorun olup olmadığı ameliyat sırasında fark edebilmekte ve hastanın ameliyattan sonra ses sorunu ile karşılaşıp karşılaşmayacağını hasta ameliyat masasında ve halen uyuyorken tahmin edebilmektedir