28 Mayıs 2021 by tiroidcerrahisi 0 Comments

TİROİD NODÜLLERİ

Tiroid nodülleri hakkında genel bilgiler

Tüm toplumda nodül görülme sıklığı muayene ile %3-7, otopsi serilerinde %50-60, yüksek rezolüsyonlu ultrasonografi ile %50-70’dir. Başka nedenlerle ölen kişilerin tiroid bezlerinin incelenmesinde yüksek oranda tiroid nodülü bulunmuştur. Bu nodüllerin büyük bir bölümünün klinik önemi yoktur, bazılarına tetkik yapmak bile gerekli değildir. Hangi nodüle hangi tetkikin yapılması gerektiğine karar verilerek nodüller incelenir.

Nodüllerin büyük bir bölümü elle muayene ile ele gelmez. Büyük bir bölümü küçük nodül olup, ultrason taraması sırasında tesadüfen belirlenir. Kanser riski açısından büyük nodülle küçük nodül arasında bir fark yoktur. Bu nedenle belirlenen her nodül kanser riski açısından değerlendirilmelidir. Bu şekilde yapılan titiz bir değerlendirme ile gereksiz tiroid ameliyatları engellenir.

Tiroid nodülü görülme oranı kadınlarda erkeklerden 4 kat fazladır ve yaş ilerledikçe bu sıklık artar.  Tiroid nodüllerinde kanser oranı, risk faktörlerine bağlı olarak %5-15 arasındadır. Erkeklerde kanser riski daha yüksektir. Kanser olasılığı yönünden tek nodül ile çoklu nodül arasında belirgin bir ayrıcalık yoktur. Belirlenen nodüller büyük oranda çoklu nodül olup, tiroid bezinin her iki lobunda bulunur.

Tiroid nodülü belirlendiğinde tiroid hormonlarına bakılarak tiroid fonksiyonu belirlenir. Sonraki adım ultrasonografi ile nodüllerin değerlendirilmesi ve kuşkulu nodül varsa iğne biyopsisinin yapılmasıdır. Tiroid sintigrafisi nodül belirlenen her hastada istenmez. TSH düzeyi düşük olan hastalarda hipertiroidinin ayırıcı tanısı için tiroid sintigrafisi istenmelidir.

Tiroid sintigrafisinde “soğuk nodül” görülmesi, hastalarda kanser paniği oluşturmamalıdır çünkü iyi huylu nodüllerin %80’i soğuk nodül şeklinde görülür.

Günümüzde ultrasonografi, tomografi, MR gibi görüntüleme yöntemlerinin çok fazla kullanılması nodüllerin görülme sıklığını arttırmıştır. Başka nedenlerle çekilen PET grafide tiroid nodülünde tutulum olması,  bu nodülde kanser riskinin %30 olduğunu gösterir ve biyopsi yapılması gerekir. Tiroid nodüllerinin incelenmesinde ultrasonografi ve iğne biyopsisi altın standarttır.

Tiroid nodülü gelişimi için risk faktörleri

  • İleri yaş
  • Kadın cinsiyet
  • İyot eksikliği
  • Baş veya boyun bölgesine düşük dozda radyasyon uygulanması
  • TSH reseptör gen mutasyonları

Kötü huylu nodül (kanser) düşündüren bulgular

  • İleri yaş ve özellikle erkek cinsiyet
  • Çocukluk ve gençlik çağı
  • Nodül çapının hızla büyümesi (ağrı ile birlikte olursa nodül içine kanama düşünülür)
  • Yakın zamanda ortaya çıkan nodül
  • Ailede medüller kanser öyküsü
  • Ailede papiller tiroid kanseri öyküsü
  • Baş ve boyuna yönelik radyoterapi öyküsü
  • Sert, yerinden oynamayan nodül
  • Sonradan oluşan ses kısıklığı
  • Boyunda tiroid nodülüne ek olarak lenf bezlerinde şişme, büyüme

İyi huylu nodül düşündüren bulgular

  • Ailede Hashimoto veya otoimmün tiroid hastalığı öyküsü
  • Ailede guatr öyküsü
  • Hipotiroidi veya hipertiroidi bulguları
  • Ağrılı nodül
  • Yumuşak kıvamda, hareket ettirebilen nodül
  • Tiroid antikorlarının pozitif olması (Otoimmün tiroid hastalığı)

Tiroid nodüllerinde tedavi

Nodüllerin büyük bir bölümü elle muayene ile ele gelmez. Büyük bir bölümü küçük nodül olup, ultrason taraması sırasında tesadüfen belirlenir.

Kanser riski açısından büyük nodülle küçük nodül arasında bir fark yoktur. Bu nedenle belirlenen her nodül kanser riski açısından değerlendirilmelidir. Bu şekilde yapılan titiz bir değerlendirme ile gereksiz tiroid ameliyatları engellenir.

Tiroid nodülleri incelendikten sonra kanser kuşkusu varsa ameliyat edilir. Ayrıca tiroid nodülleri büyüklüğü nedeni ile hastayı rahatsız ediyorsa veya zehirli guatr oluşturuyorsa ameliyat önerilir.

İyi huylu nodüller ise, hasta takip edilir kontrol altına alınır. Senelik ultrasonografi ve hormon tetkikleri ile takip edilir.

Tiroid hormon tedavisi eski yıllarda yaygın olarak kullanılmakla birlikte günümüzde 6 aydan fazla uygulanmamaktadır.

Hastanın hormon düzeyleri normal ise ilaç tedavisi olmadan takip etmek daha çok kabul gören bir yöntemdir.

Tiroid nodüllerinde ne zaman ameliyat gerekir ?

Büyük Guatr: Büyük bir guatr, boyun bölgesinde estetik kusur oluşturabileceği gibi nefes almada zorluk veya yutma zorluğuna da neden olabilir. Çok sayıda tiroid nodülünden oluşan guatr, büyük değilse ve tetkikler sonucu kanser kuşkusu yoksa ameliyat edilmez.

İç Guatr: Göğüs boşluğuna doğru inen guatra iç guatr denir. Göğüs boşluğuna uzanan parçanın zamanla büyümesi, solunum sıkıntısına neden olabilir. Uzanım gösteren büyümüş tiroid genellikle boyun kesisi ile çıkarılabilir. Hastaların %1’inde, göğüs boşluğunun açılarak ameliyat yapılması gerekebilir.

Zehirli Guatr: Tiroid nodülleri fazla tiroid hormonu salgılayıp hipertiroidi’ye neden olabilir. İlaç tedavisi ile hormonlar normal düzeye indirildikten sonra cerrahi tedavi yapılması önerilir. Bu hastalarda atom tedavisi genellikle önerilmez.

Basedow Hastalığı: İmmun sistemle ilgili bir mekanizma ile tiroid bezinin fazla hormon salgılama halidir, hastaların %10’unda göz bulgusu görülebilir (Gözlerin dışarı fırlaması). Bu hastaların bir bölümüne cerrahi tedavi yapılır.

Tiroid Kanseri  veya kanser şüphesi: Tiroid nodüllerinde, ultrasonografi ve iğne biyopsisi tetkikleri sonucunda “kanser kuşkusu” veya “kanser” saptanması, tartışmasız ameliyat gerektirir. Ameliyat öncesi iğne biyopsisi ile tiroid kanserinin türü saptanır, ardından da kanserin türüne ve büyüklüğüne göre ameliyat tekniği planlanır.

Nodüllü guatr hastalarında ameliyatta iki taraflı tiroid bezi çıkarılır yani total tiroidektomi yapılır. Her hasta detaylı olarak incelenir ve ameliyat kararı verilir.

28 Mayıs 2021 by tiroidcerrahisi 0 Comments

İÇ GUATR (PLONJAN, RETROSTERNAL GUATR)

İç guatr (plonjan guatr, retrosternal guatr)

Boyunda büyüyen guatrın bir bölümünün yıllar içerisinde göğüs boşluğu içine inmesi ile oluşur. Kısa boyunlu kişilerde guatr büyüdüğü zaman boyunda genişleyecek yer bulamayınca, büyümesi göğüs boşluğu içerisine doğru olabilir.

Köprücük kemikleri hizasına kadar inen guatra da iç guatr denir, göğüsün ortasına kadar inen guatra da iç guatr denir. İç guatr göğüs boşluğunun ön veya arka tarafına doğru uzanabilir. Hastaların yarısında bir şikayet yoktur. Nefes darlığı ve yutma güçlüğü görülebilir. Akciğer filminde soluk borusunun sağa veya sola itildiği izlenir. Bazı hastalarda iç guatr soluk borusunu daraltabilir. İç guatr kuşkusu olan hastalarda boyun ve toraks tomografisi ve MR istenir.

Guatrlı bir hastanın muayenesi sırasında, tiroid bezinin alt lobunun ucu ele gelmiyorsa iç guatrdan şüphelenilir. Ultrasonografi ve sintigrafi iç guatr tanısını doğrular. Başka bir nedenle çekilmiş akciğer grafisine dikkatle bakıldığında iç guatrın bulguları görülebilir.

İç guatrın tedavisi cerrahidir. Boyundan yapılan kesi ile genellikle aşağı inen parça çıkarılır. Hastaların %5’inde göğüsün açılması gerekebilir.