28 Mayıs 2021 by tiroidcerrahisi 0 Comments

TİROİD ULTRASONOGRAFİSİ

Titoid Ultrasonografisi; tiroid nodüllerinin değerlendirilmesinde kullanılan çok değerli bir tanı aracıdır. Guatr, tiroid bezinin çeşitli sebeplerle büyümesine verilen addır. Tiroid bezi boynun hemen ön kısmında bulunan kelebek şeklinde hormon üreten bir bezdir. Tiroid bezi ürettiği hormonlarla vücuda adeta bir pil gibi enerji sağlar. Tiroid hormonlarının normalden fazla salgılandığı hale hipertiroidi, normalden az salgılandığı hale hipotiroidi denir. Hipertiroidili hastalarda aşırı bir hareketlilik, çarpıntı, kalbin hızlı atması, aşırı iştaha rağmen kilo kaybı, sinirlilik, titreme, terleme gibi şikayetlere rastlanırken, hipotiroidili hastalarda hareketlerde yavaşlama, kilo artışı, vücutta su tutulması, ciltte kuruma, kabızlık gibi şikayetler sıktır. Tiroid bezinin ultrasonografisi ve renkli Doppler incelemesi aslında bir bütündür. İkisi birbirinden ayrılmamalıdır. Tiroid ultrasonografisi ile tiroid bezinin boyutları, iç yapısı, nodülolup olmadığı gibi yapısal detaylar ortaya konulmaktadır. TiroidDoppler ile ise tiroid bezinin ne kadar çok kanlandığı, nodül var ise nodüllerin ne kadar çok kanlandığı gibi detaylar araştırılmaktadır. Ayrıca tiroide komşu lenf bezleri, şah damarları, tükürük bezleri de incelenmektedir.

  • Ulaşım ve uygulama kolaydır.
  • Ucuz bir tetkikdir.
  • Radyasyon içermez.
  • Tiroid nodüllerinde ultrason yardımı ile biyopsi yapılması tanı doğruluğunu arttırır.
  • Nodüllerin sayısının ve yerinin saptanmasını sağlar.
  • Nodüllerin yapısı hakkında net bilgi verir. Bazı nodüller katı yani solid, bazıları sıvı içerikli yani kistik, bazıları ise katı ve sıvı karışık yani mikst tipte nodüllerdir.
  • Doppler ile kan akımına bakılarak kanser yönünden nodüller değerlendirir.
  • Ultrasonografide kanser kuşkusu olan nodüller
Mikrokalsifikasyon: Küçük kireçlenme odakları bulgusu yüksek oranda kanser olabileceğini düşündürür (%80) ve bu nodüle mutlaka biyopsi yapılır. Düzensiz kenar: İyi huylu bir nodülün kenarları düzenlidir. Tırtıklı kenarın olması veya kenarlarda şekil bozukluğu yüksek ihtimalle kanser düşündürür. Çevre dokuya yayılma: Nodülde kanser geliştiği zaman tiroid dokusu içine yayılma eğilimi gösterir. Kanserli nodül büyüdüğü zaman da tiroid bezi dışındaki komşu dokulara yayılabilir. Bu bulgular nodülün %100’e yakın kanser olduğunun göstergesidir. Büyümüş lenf bezleri: Boyunda 600 adet lenf bezi vardır. İnfeksiyonda, diş hastalıklarında lenf bezleri büyüyebilir. Ultrasonografi büyüyen lenf bezlerinin iyi veya kötü huylu olup olmadığını gösterir. Tiroid nodüllerine kuşkulu lenf bezi eşlik ediyorsa, bu nodülde çok yüksek kanser kuşkusu vardır. Hipoekojenite: Ultrasonda bir nodül normal tiroid dokusuna göre daha az ekojen yani daha az dalga yansıtıyorsa “hipoekojen” denir. Ancal pekçok iyi huylu nodül de hipoekojendir. Kanser kuşkusu açısından yüksek tanı değeri yoktur. Kalın, düzensiz halo veya halo yokluğu: Nodülün çevresinde resim çerçevesi gibi bir bant vardır. Bu banttaki değişiklik kanser olabileceğini düşündürür. Nodülün şekli: İyi huylu nodül oval şekildedir. Kötü huylu nodül ise daha yuvarlakdır Doppler ile akım: Kötü huylu nodül içerisinde kan akımı daha yüksektir.

28 Mayıs 2021 by tiroidcerrahisi 0 Comments

Hashimato Tiroidit ( Kronik Otoimmün Tiroidit) (Haşimato)

Hashimato Tiroidi Nedenleri, Belirtileri, Tedavi Yöntemleri

1912 yılında Hashimoto tarafından tanımlanan bir hastalıktır. Genellikle iyot yeterli bölgelerde görülür ve dünyada da sıkılığı artmaktadır. Tiroid yetersizliğinin (hipotiroidi) en sık nedeni Hashimoto tiroiditidir. Toplumun %10’undan fazlasında, daha sık kadınlarda, genellikle 30-50 yaş aralığında görülür. Genetik faktörler nedeni ile aynı ailenin kadınlarında görülme riski fazladır.

Hashimoto (Haşimato) hastalığının mekanizması

Genetik faktörler, iyot, radyasyon, sigara kullanımı ve antikor pozitifliği gibi faktörler otoimmun mekanizmaları devreye sokar ve tiroid bezi lenfosit hücrelerinin istilasına uğrar. Lenfosit istilası ile antikorlar oluşur ve tiroid hücresi parçalanır. Ayrıca tiroid hücresinin kendi kendini öldürmesi (hücre intiharı=apoptozis) diğer bir yıkım olayıdır.

Tiroid hücresine lenfosit istilası sonucu antikor oluşumu ve hücre ölümü ile hücreler parçalanır ve tiroid hormonları kan dolaşımına karışır. Hastalığın ilk dönemlerinde hipertiroidi görülebilir. Genellikle bu dönem hasta tarafından fark edilmez. Hücrelerin yıkımının oranına göre kalıcı hipotiroidi gelişebilir. Haşimato hastalarının %20 sinde kalıcı hipotiroidi gelişmektedir.

Hashimoto (Haşimato) hastalığının belirtileri ve laboratuar bulguları

Hastaların büyük bir bölümünde bir şikayet yoktur. Tarama amaçlı yapılan hormon tetkiklerinde hipotiroidi belirlenmesi ile kuşku duyulup araştırılır ve tanı koyulur. Hastalarda hipotiroidi gelişimi olduysa belirtiler görülebilir.

Halsizlik, yorgunluk, eklem ağrısı, kilo alma, cilt kuruluğu, saç dökülmesi, saçlarda matlaşma, üşüme, kabızlık, adetlerde düzensizlik, kısırlık, depresyon, algı bozukluğu, seste değişiklik (ses kabalaşması) hipoiroidi belirtileri arasındadır. Muayenede kuru cilt, nabızda azalma (bradikardi), ses kabalaşması, reflekslerde yavaşlama, bazı hastalarda tiroid bezinde büyüme (guatr gelişimi) ve ödem belirgin bulgular arasındadır.

T3 ve T4 hormonu düşük, TSH yüksek bulunur. Klinik belirti vermeyen subklinik hipotiroidide ise T3 ve T4 hormonları normal, TSH yüksek bulunur. Anti TPO hastaların %85’inde yüksektir.

Hashimoto hastalığına vitiligo, pernisyöz anemi, romatoid artrit, tip 1 diyabet gibi otoimmun hasralıklar eşlik edebilir. Hipotiroidi gelişmesi ile tiroid bezi küçülür. Tiroid bezinin küçülmesi hipotiroidinin kalıcı olacağının göstergesidir.

Hashimoto (Haşimato) hastalığında risk faktörleri

Toplumun %10’undan fazlasında, daha sık kadınlarda, genellikle 30-50 yaş aralığında görülür. Yaş ilerledikçe görülme sıklığı artar.

Kesin kanıtları olmamakla birlikte risk faktörleri şu şekilde sıralanabilir:

  • Genetik yatkınlık
  • İnfeksiyonlar (Viral infeksiyon)
  • Stres
  • Sex hormonları
  • X kromozomlarda değişiklik
  • İyot alımı, sigara kullanımı, radyasyon

Hashimoto (Haşimato) hastalığından şüphelenecek durumlar

  • Tiroid hormonları normal veya guatr olmadan özellikle anti TPO yüksekliği
  • Tiroid lenfoması olan hastalar
  • Başka nedenlerle açıklanamayan hipotiroidi
  • Tiroid ultrasonografisinde tiroid dokusundaki değişiklik (heterojen görünüm)

Hashimoto (Haşimato) hastalığında nodül gelişimi

Ultrasonografide tiroid dokusu heterojen görülür, bazı hastalarda yalancı nodül vardır. Ultrasonografi ile haşimato tanısı koyulabilir. Bazı hastalarda nodül gelişimi olur, bu nodüller ultrasonografi bulgularına göre takip edilir, gerekli durumlarda iğne biyopsisi yapılır. Kuşkulu bir sonuç çıkarsa tiroid ameliyatı yapılır.

Hashimoto (Haşimato) hastalığında tedavi

Hastanın tiroid hormonları normal ise Levotiroksin tedavisine gerek yoktur. Genç hastalarda ve büyük guatr olan hastalarda hormonlar normal olsa da tedavi başlanır. 2-3 ay içerisinde tiroid volümünde küçülme beklenir. Hashimoto hastalığında tiroid bezinde ani büyüme “tiroid lenfoması” olabileceğini düşündürür ve ayrıntılı tetkik yapılır.

Hastanın şikayetlerine ve hormon sonuçlarına göre tiroid hormon tedavisi (Levotiroiksin) başlanır. Tedavide genç kişilerde TSH hedefi 0.5.-2.5 mIU/L dir. Kalp hastalığı, atriyal fibrilasyonu (ritm hastalığı), osteoporozu (kemik erimesi) olanlarda ve 65 yaş üzerindeki hastalarda TSH hedefi 1-4 mIU/L dir. Gebelerde ise ilk üç ayda TSH hedefi 0.1-2.5 mIU/L, ikinci ve üçüncü 3 ayda TSH hedefi 0.2-3 mIU/L dir. 70-80 yaş arasındaki kişilerde TSH üst sınırı 6 mIU/L, 80 yaş üstü kişilerde ise TSH üst sınırı 7.5 mIU/L olarak kabul edilmektedir.

Hashimoto hastaığında antikorların yüksek kalması kalıcı hipotiroidi gelişeceğinin bulgusu olarak kabul edilmektedir.

Haşimato hastalarına Selenyum takviyesi önerilmektedir.

Hashimato’da lazer tedavisi

Lazer tedavisi pek çok alanda uygulanmaktadır. “low level lazer” uygulamalarında anti enflamatuar ve kanlanmayı arttırıcı etkilerden yararlanılmaktadır. 2014 yılında yapılan iki çalışmada Hashimato tiroidit hastalarında lazer tedavisinde umut verici sonuçlar elde edilmiştir. Lazer tedavisinin tiroid dokusunda yaptığı kanlanma her hastada farklı olduğu için, tedavisinin yararı da değişik oranlarda olmaktadır. İlacın kesilmesinden hastalığın ilerlemesinin yavaşlatılmasına kadar uzanan etkisi görülmektedir.

Hashimoto hastalığında destek tedavileri

Hashimoto otoimmun kronik bir hastalıktır. Kabaca hücresel düzeyde tiroid iltihabı olarak tanımlanabilir. Bu hastalığın başlamasını tetikleyen çok sayıda etken olduğu düşünülmektedir. Hastalarda hipotiroidi yani tiroid yetmezliği gelişirse tiroid hormon ilacı verilerek, tiroid hormonları normal sınırlara getirilir. Ancak hormon düzeyleri normal sınırlarda olsa bile hastaların yakınmaları tamamen geçmemektedir. Bu nedenle tüm dünyada Hashimoto hastaları için “destek tedavileri” ve beslenme önerileri verilmektedir.

Hashimoto hastalığının destek tedavisindeki amaç, (1) İnflamasyonu azaltmak, (2) Hastalığı tetikleyici unsurları yok etmek veya azaltmak, (3) İmmün sistem dengesi için T hücre fonksiyonunu arttırmak.

Hashimotoyu tetikleyen unsurlara örnek vermek istersek; hazır gıdaların uzun raf ömürleri için içlerine eklenen katkı maddeleri hastalığı tetikler. Bu nedenle hastaların rafine gıdalardan uzak kalması istenir. Gebelik hormonları Hashimoto hastalığını tekleyebilir. Bazı insanların glütene karşı hassasiyetleri varsa, bu kişilerde glutenli besinler hastalığın tetiklenmesine neden olabilir.

Hashimotolu hastalarda karbonhidrat intoleransı olduğu bilinmektedir. Bu nedenle karbonhidrat alımı Hashimotolu hastalarda şikayetlerin artmasına neden olacaktır.

Destek tedavileri aşağıda özetlenmektedir.

Düşük doz lazer tedavisi: Anti enflamatuar ve kanlanmayı arttırıcı etkisi ile tiroid hormon sentezini arttırmaktadır.

Probiyotikler: Yararlı bağırsak bakterileri Hashimoto hastalarında tiroid inflamasyonunu azaltır. En pratik probiyotik “kefir” olup hastalara önerilmektedir.

Selenyum: Antienflamatuar ve antioksidan etkisi nedeni ile önerilmektedir.

İyot: Tiroid hormonlarının sentezlenmesi için iyot gereklidir bu nedenle hastaların durumları değerlendirilerek iyot takviyesi önerilebilir.

D vitamini: Hashimoto hastalarında D vitamini eksikliği sıklıkla rastlanmaktadır. D vitamini eksikliği aynı zamanda Hashimatoya bağlı yakınmaların artmasına da neden olmaktadır.

Çinko: Antienflamatuar etkisi ve antikorları azaltıcı etkisi nedeni ile önerilmektedir.

B vitamini: B5 ve B12 vitaminleri bağırsak-beyin aksını dengeleyen vitaminlerdir. Bu nedenle Hashimoto hastaları için de önerilmektedir.

Hashimoto hastalarını dinlemek ve anlamak

Hashimoto hastalarının en çok yakındığı durum, ‘şikayetlerin bundan değil’ denmesidir. Hashimoto çok farklı şikayetlere neden olabilir. Hormon seviyeleri normal olmasına karşın bu şikayetler geçmeyebilir. Bizlerin öncelikle Hashimoto hastalarını iyi dinlemesi, anlaması ve hastalığı detaylı olarak anlatması gerekir. Tiroid hormonu kullanmanın dışında da destek tedavilerinin olduğunu bilmek gerekir.

28 Mayıs 2021 by tiroidcerrahisi 0 Comments

Postpartum Tiroidit

Postpartum  = Doğum Sonrası Gelişen Tiroidit

Gebelik öncesi tiroid hastalığı olmayan hastalarda, gebelikten sonraki bir yıl içerisinde görülen bir tiroidit’dir. Tiroid bezi ağrısız, sert ve küçüktür.

Hastalık başlangıçta hipertiroidi ilerleyen dönemlerde hipotiroidi ile seyreder. Hastaların bir bölümünde hormonlar normale döner yani ötiroidik olur. Uzun yıllar takip edildiğinde hastaların %50’sinde kalıcı hipotiroidi görülür. Antikorlar yüksek bulunur. Hipertiroidi, hücre yıkımına bağlı olduğu için anti tiroid ilaçların etkisi yoktur.