Sore throat
10 Haziran 2021 by tiroidcerrahisi 0 Comments

Halsizlik tiroid hastalığı belirtisi olabilir.

Tiroidin az çalışması durumu ‘’hipotiroidi’’ olarak adlandırılmaktadır. Hipotiroidinin belirtileri; halsizlik, yorgunluk, konsantrasyon güçlüğü, kabızlık, ciltte kuruluk, kabalaşma, turuncuya yaklaşan renk değişiklikleri, artan saç dökülmesi, çabuk üşüme ve soğuğa tahammülsüzlüktür. Tiroidin az çalışması durumunda verilen ilaçlar tablet şeklinde kullanılmaktadır. Bu tabletler mutlaka doktor kontrolünde alınmalıdır.

halsizlik-tiroid-hastaligi-belirtisi-olabilir

Sabah aç karnına, kahvaltıdan en az 30 dakika önce ve tek başına içilmelidir. Bu ilaçların; demir ilaçları, mide ilaçları, kalsiyum tabletleri ile birlikte veya yemekle alınması sonucu bağırsaklardan emilimi bozulur ve etki gösteremezler.

10 Haziran 2021 by tiroidcerrahisi 0 Comments

Tiroid kanseri ölümcül müdür ?

Tiroid bezi kanseri kötü şöhretli diğer kanserlere göre göreceli olarak daha iyi seyreder. Birçoğunun kesin tedavisi vardır ve iyi bir takiple ölüme neden olmaz.

Tiroid kanseri ölümcül müdür ?

Tiroid bezi; boynun ön tarafında adem elması dediğimiz kıkırdağın hemen altında, kelebek şeklinde, yaklaşık 20 gr ağırlığında Tiroxin isimli vücudumuzun tüm hücreleri  için önemli bir hormonu salgılayan bir  salgı bezidir.

tiroid-kanseri-olumcul-mudur

tiroid-kanseri-olumcul-mudur

 Tiroid kanserleri ise genellikle boynumuzda bir kitle veya tiroid bezi içinde bir nodül şeklinde oluşuyor. Kanser kelimesi oldukça soğuk ve ürkütücü bir kelime olmasına rağmen “Neyse ki tedavisi var” demek de yanlış sayılmaz. Yapılan ameliyat ve radyoaktif iyot tedavisiyle çoğu yok olur ve hastanın yaşam süresini kısaltmaz. Ancak, tedaviyle kanser yok olsa bile ömür boyu kontrol gerektirir.

Tiroid kanserinin görülme sıklığı son yıllarda arttı. Bu artışta görüntüleme yöntemlerinin, özellikle ultrason kullanımının yaygınlaşması ile tiroid kanserinin saptanabilme oranının artması ve  ve nodüllere uygulanan ultrason eşliğindeki ince iğne aspirasyon biyopsilerinin erken teşhisi kolaylaştırmasının rolü büyük. Araştırmalar gösteriyor ki, son yıllarda hastalığın görülme sıklığı yüzde 3.8 arttı ama tiroid kanserine  bağlı ölümlerde yükselme yok. Tiroid kanseri kadınlarda erkeklere göre 2 kat daha fazla görülüyor. Ancak nodülü olan erkeklerde kanser riski daha fazladır. Hastalığın yaş tercihi de yok.

Birçok kanser türünde olduğu gibi tiroid  kaserinin  de nedeni tam olarak bilinmiyor. Radyasyonun önemli bir etken olduğunu biliniyoruz. Son yıllarda yapılan araştırmalar tiroid kanserlerinde bazı genetik bozuklukların da önemli rol oynadığını gösterdi.

Tiroid kanserli hastaların çoğunda hiçbir belirti veya şikâyet yoktur. Bir kısmında boyunda bir şişlik gelişir; çoğunda ise tesadüfen saptanan bir nodülden yapılan biyopsi sonucu kanser saptanır. Tiroid bezinin hızlı büyümesi ve sert olması kanser şüphesini artırır. Ses kısıklığı ve boyunda lenf bezlerinin şişmesi de tiroid kanseri şüphesini artırır. Çok nadiren baskı şikayetleri dediğimiz ses kısıklığı, nefes darlığı veya yeme zorluğu ile ortaya çıkar.

Tiroid kanseri teşhisi nodülden veya boyundaki kitleden yapılan iğne biyopsisi ile konulur. Biyopsi ile alınan hücreler patoloji laboratuvarında mikroskop altında incelenerek kanser olup olmadığı anlaşılır. Tiroid kanserleri bazen başka nedenlerle örneğin guatr için ameliyat edilen tiroid bezinde patolojik inceleme sırasında tesadüfen de teşhis edilebilir.

En sık görülen ve en iyi seyreden tiroid kanseri papiller kanserdir. Papiller kanser tüm tiroid kanserlerinin yüzde 80’ni oluşturuyor. Papiller kanser genellikle iyi gidişlidir ancak çok nadir görülen “uzun hücreli (tall hücreli) varyant”, “kolumnar hücreli varyant” ve “diff üz sklerozan varyant” olarak isimlendirilen türleri hızlı seyredebilir.

Papiller kanser her yaşta görülebilir ancak 30-40 yaşlarında sıklığı artar. Boyundaki lenf bezlerine ve çok nadiren akciğere yayılım yapabilir. Daha çok lenf bezleri yoluyla yayılırlar.

Papiller kanser tiroid bezinde uzun zaman sessiz kalabilir ve hiç bir şikâyet ve belirti vermeden veya ölüme neden olmadan yıllarca yerini koruyabilir. Gençlerde papiller kanser genellikle iyi seyirlidir ve 40 yaş altındakilerde nadiren ölüme neden olur.

Yaşlı hastalarda ise biraz daha hızlı seyreder. Boyunda lenf bezlerinde kanser yayılımının olması genç erişkinlerde kötü bir risk taşımasa da 40 yaş üzerindeki hastalarda hızlı bir seyir gösterebilir.

Tiroid kanserinin daha nadir görülen türleri de var. Folliküler kanser de bunlardan birisidir ve toplam tiroid kanserlerinin yüzde 11-15’ini oluşturur. Bu kanser damar ve tiroid bezi kapsülü denen tiroid bezini dıştan çevreleyen zara yayılır. Kapsüle yayılım varsa nadiren başka organlara sıçrar ama genelde iyi gidişlidir. Damar yayılımı olanlarda ise kanser daha hızlı seyreder. Folliküler kanser daha çok kan dolaşımı yoluyla yayılır. Akciğer, kemik ve az olarak beyin ve karaciğere yayılır. Folliküler kanser papiller kansere göre daha yaşlılarda oluşur ve 50’li yaşlarda fazla görülür. Sıklıkla yavaş büyüyen bir tiroid kitlesi şeklinde gelişir ve ilk tanı konulduğunda hastaların yüzde 25’inde tiroid bezi dışında yayılım, yüzde 5-10’unda boyun lenf bezlerinde metastaz ve yüzde 10-20’sinde ise uzak organlarda metastaz (yayılma) vardır. Tiroid bezini çevreleyen kaslara ve nefes borusuna direk yayılım hastalığın karakteristik özelliğidir ve tamamen ameliyatla temizlenebilmesi bu özelliğine bağlıdır. Bazı folliküler kanser türleri de akciğer ve kemiğe yayılım gösterme eğilimindedir.

Medüller kanser ise , tiroid kanserlerinin en seyrek türlerinden birisidir. Yüzde 6-8 gibi bir oranda görülür. Tiroid bezindeki kalsitonin hormonu salgılayan C hücrelerinin kanseri olduğu için bu hastaların kanlarında kalsitonin hormonu yükselir. Ameliyat sonrası kalsitonin düşer. Buna karşılık ameliyat sonrası kalsitonin artmaya devam ederse medüller kanser tekrarlamış demektir. Medüller kanserin yüzde 25’i ailesel veya kalıtımsal özellik gösterir. Bu nedenle medüller kanserli hastaların aileleri ve çocukları bu kanser yönünden taranır. Nodüler guatrlı bir hastada kanda aşırı kalsitonin hormonu varsa medüller kanserden şüphelenilir. Medüller kanserli hastaların yüzde 30’unda yüzde kızarma, ishal ve yorgunluk gibi bulgular olabilir.

Tiroid bezindeki sorunlarda en kötü senaryo tiroid kanseridir ve bunun da tedavisi vardır.

Tedavide kullanılan yöntemler

  1. Ameliyat: Ameliyatla tiroid bezinin genelde hepsi alınır. Bazı durumlarda tek lobun ameliyatı da yararlı olabilir.
  2. Radyoaktif iyot tedavisi: Özellikle 10mm ve üzeri nodüllerde, ameliyattan 4-6 hafta sonra radyoaktif iyot tedavisi yapılır.
  3. Levotiroksin ilacı ile tedavi: Aslında kanser tedavisi değil ameliyat sonrasında eksik kalan hormonu yerine koyma tedavisidir
  4. Belirli aralarla takip: Tiroglobulin, tiroglobulin antikoru ve vücut taraması ile takip yapılır.

 

Bu tedavi basamakları uygulanan tiroid kanserli hastalarda kanser çoğunlukla yok olur ancak ameliyat yetersiz yapılırsa veya tiroid bezinin hepsi alınmaz veya gerekli durumlarda  radyoaktif iyot tedavisi yapılmazsa kanser nüksü sık görülür.

 

28 Mayıs 2021 by tiroidcerrahisi 0 Comments

TİROİD TESTLERİ

Tiroid fonksiyon testleri

Tiroid fonksiyonlarının taranması için TSH ölçümü yeterlidir. Tiroid hastalığından kuşkulanılıyorsa TSH’ın yanı sıra T3, T4, serbest T3 ve serbest T4 hormonlarına da bakılır. Sağlıklı bir kişide TSH üst sınırı 4 mIU/L olarak kabul edilmektedir. Gebe kadınlarda ilk üç ayda TSH’ın üst sınırı 2.5 mIU/L, diğer aylarda ise 3 mIU/L olarak hedeflenir. Gebe kalamayan kadınların tetkiklerinde ilk araştırılacak test TSH düzeyidir. 70-80 yaş arasındaki kişilerde TSH üst sınırı 6 mIU/L, 80 yaş üstü kişilerde ise TSH üst sınırı 7.5 mIU/L olarak kabul edilmektedir.

TSH (Tiroid Uyarıcı Hormon) Testi Nedir?

Tiroid uyarıcı hormon günümüzde kişilerin sağlıklı olmaları için çok önemli bir hormondur. Tiroid uyarıcı hormon testi kanda bulunan TSH miktarını ölçmektedir. Tiroid bezinizin aslında ne kadar iyi çalıştığını anlamak için TSH testi kullanılmaktadır. Hipofiz bezinizin salgılamış olduğu TSH miktarını ölçer. Bu test ile çok fazla tiroid hormonu veya çok az tiroid hormonu teşhis edilir.

TSH (Tiroid Uyarıcı Hormon) Testi Neden Yapılır?

Tiroid uyarıcı hormon testi kanda bulunan TSH miktarını ölçer. Genel olarak doktorunuz, genişlemiş ya da nodüler tiroid belirtileri, bilinen ve ya şüpheli tiroid bozukluğu belirtileri var ise bu testi isteyebilir. TSH seviyeleri gün süresince değişebilir, bu nedenle bu testi sabah erken saatlerde yaptırmak en iyisidir.

TSH (Tiroid Uyarıcı Hormon) Testi Nasıl ve Nerede Yapılır?

Günümüzde triod uyarıcı hormon testi ilgili sağlık kuruluşlarında yaptırılabilir ve bu test doktor isteğine bağlı olarak yapılmaktadır ve kan testiyle belirlenmektedir.

TSH (Tiroid Uyarıcı Hormon) Testi Ne Zaman Yapılmalı?

Tiroid testi kişinin hormon sağlığı için çok önemli bir test olup genel olarak sabahın erken saatlerinde ve aç karnına yapılan bir test olmaktadır. Videoyu Oynat

TSH (Tiroid Uyarıcı Hormon) Yüksekliği Nedenleri

Tiroid hormon testinin sonuçlarına bakıldığı zaman bazen tiroid hormonu olan TSH yüksek çıkabilir bunun nedenleri aşağıdaki şekilde sıralanmaktadır.

  • Hipotiroidizm,
  • Hipoz Adenomu,
  • Hipofiz bezinin alınması,
  • Hashimoto tiroid,
  • Tiroid hormon direnci,
  • Hashimoto Tiroidit,
  • İyot Yetersizliği,
  • Konjenital Hipotiroidi,
  • Lityum içermekte olan ilaçlar,
  • Hipertiroidi tedavisi amacı ile kullanılan radyoaktif iyot ve de anti tiroid ilaçları kullanımı gibi pek çok tedaviler,
  • Kanser tedavisinde kullanılmakta olan radyoterapi, Antidepresanlar, kolestipol içeren kolesterol düşüren ilaçlar, kortikosteroit ve de adrenokortikosteroit ilaçlarının yan etkisi,
  • Aşırı miktarlarda kullanılan kalsiyum ve ya demir takviyesi,
  • Östrojen desteği almak,
  • Sık sık tiroid hormonunu azaltmakta olan gıdalar tüketmekte bu nedenler arasında bulunmaktadır.

Tiroid antikorları

Anti TPO ve Anti Tg antikorları: Kanda TSH düzeyi 4 mIU/L’nin üzerinde olan kişilerde antikor düzeylerine bakılmalıdır. Kanda anti TPO ve anti Tg bakılması kronik otoimmün tiroidit yani Hashimoto tanısının koyulmasını sağlar. Hashimoto hastalığında anti TPO yüksekliği %90-95 hastada, Basedow hastalığında ise %60-90 hastada görülür. Tiroidit hastalıklarının tanısı ve takibinde anti TPO antikoru daha belirleyicidir. Antikorların yüksek olması ilerleyen dönemlerde tiroidit hastalığının nüks edeceğinin ve hipotiroidi riskinin artacağının göstergesidir. Çok yüksek anti TPO düzeylerinde tiroid bezi lenfoması düşünülmelidir. Tiroglobulin (Tg) ve Anti Tg: Tg ve anti Tg, papiller tiroid kanserilerinin takibinde kullanılır. Her ikisi de kanser takibinde çok değerli laboratuar ölçümleridir. Tiroidit tanısında anti Tg, anti TPO kadar değerli değildir. Dışarıdan fazla tiroid hormonu alımı ile oluşan hipertiroidi’nin diğer zehirli guatr türleri ile ayırımında Tg ölçümü yapılır. TSH reseptör antikoru: Graves hastalığının (Zehirli guatr) tanısı için kullanılır. Klinik bulgular (gözlerde dışarı çıkıklık gibi) varsa ise bu antikorun bakılmasına gerek yoktur. Graves hastalığında ilaç tedavisinin etkisi TSH reseptör antikoru bakılarak öngörülebilir. Graves hastalığının tedavisi sırasında antikorlarda düşme görülürse, hastalığın tekrarlama olasılığının daha düşük olacağını gösterir. Ancak antikorları düşmesine karşın nüks eden Graves hastaları da vardır.

Tiroid fonksiyonlarını değiştiren ilaçlar

Hipotiroidi yapan ilaçlar: Tionamidler, lityum, amiodaron, potasyum iyodür, betadin, öksürük şurupları, talidomid, radyolojide kullanılan kontrast maddeler, kolestiramin, omeprazol, lansoprazol, kalsiyum karbonat, demir sülfat, alüminyum hidroksit, krom, glukokortikoidler, dopamin, dobutamin, somatostatin, metformin, interferon alfa, interlökün-2 Hipertiroidi yapan ilaçlar: Amiodaron, iyot, interferon alfa, interlökin-2 Açıklanamayan tiroid hormon testleri bozukluklarında ayrıntılı ilaç kullanım öyküsü alınmalıdır. Hastanın önemsemediği bir ilaç bile olsa doktoruna bildirmesi gerekir. Tiroid hormon metabolizmasını etkileyen bir ilaç kullanılıyorsa ilaçlar arasında 4 saat aralık olmalıdır.

28 Mayıs 2021 by tiroidcerrahisi 0 Comments

TİROİD BEZİ

Tiroid bezi nedir ?

  • Tiroid bezi soluk borusunun önünde, adem elması olarak adlandırılan kıkırdağın altında yerleşir.
  • Tiroid bezinin iki yanında şah damarları (karotis arterler) yer alır.
  • Tiroid bezinin şekli kelebeğe benzer. 20-25 gram ağırlığındadır.
  • Kadınlarda tiroid bezi daha büyüktür.
  • Gebelik ve adet dönemlerinde biraz daha büyür.
  • Sağ ve sol lobdan oluşur, iki lob birbirine bağlıdır. İki lobu birbirine bağlayan yapıya “istmus” denir.
  • Zengin bir kan damar ağı ve lenf damar ağına sahiptir.
Tiroit bezi boynumuzun ön tarafında bulunan bir organımızdır. Tiroit bezinin görevi tiroid hormonlarını üretmek, depolamak ve gerektiğinde kana vermek ve böylece metabolizmamızı ayarlamaktır. Tiroid bezinde tiroid hormonları (T3 ve T4) ve kalsitonin hormonu üretilir.

Tiroid hormonlarının sentezi

Tiroid bezinin içerisinde her biri ayrı bir fabrika gibi çalışan “folikül” olarak adlandırılan üniteler vardır. Her bir folikül ünitesi yan yana dizilen foliküler hücrelerden (tirosit) ve ortadaki boşlukta hormon deposu olarak kullanılan “kolloid” den oluşur. Foliküler hücrelerin arasında kalsitonin salgılayan “parafoliküler” hücreler vardır. Tiroid medüller kanserler bu hücrelerden gelişir. Tiroid hormonlarının sentezi tiroid hücresi içerisinde yapılır. Beslenme ile alınan iyot tiroid hücresi içine girerek T3 ve T4 hormonu yapılır. T3 hormonunda 3 adet iyot ,T4 hormonunda ise 4 iyot bulunur. Hormonların %80’i T4, %20’si T3 olarak bulunur. Tiroid hormonlarının dengesi, beyinde bulunan hipofiz bezinden salgılanan TSH hormonu ile ayarlanır. Tiroid hormonları sentezi artınca TSH düşer, bunun tersi olarak da, tiroid hormonlarının sentezi azalınca TSH yükselir.

28 Mayıs 2021 by tiroidcerrahisi 0 Comments

TİROİD SİNTİGRAFİSİ

Tiroid sintigrafisi, tiroid bezini ve vücudun herhangi bir yerinde fonksiyon gösteren tiroid dokusunu görüntüleyen bir nükleer tıp yöntemidir. Tiroid sintigrafisi tiroid bezinin anatomisi ve fonksiyonu hakkında bilgi verir. Tiroid sintigrafisinde rutin olarak kullanılan radyoaktif maddeler Teknesyum – ve İyot dur. Çok düşük dozda radyoaktif madde kullanıldığı için hiçbir zararı yoktur ancak gebelere sintigrafik tetkik yapılmaz. Tiroid nodülü belirlendiğinde tiroid hormonlarına bakılarak tiroid fonksiyonu belirlenir. Sonraki adım ultrasonografi ile nodüllerin değerlendirilmesi ve kuşkulu nodül varsa iğne biyopsisinin yapılmasıdır. Tiroid sintigrafisi nodül belirlenen her hastada istenmez. TSH düzeyi düşük olan hastalarda hipertiroidnin ayırıcı tanısı için tiroid sintigrafisi istenmelidir. Tiroid sintigrafisinde “soğuk nodül” görülmesi, hastalarda kanser paniği oluşturmamalıdır çünkü iyi huylu nodüllerin %80’i soğuk nodül şeklinde görülür. Tiroid nodülü olan bir hastada TSH düzeyi düşük olduğu zaman sintigrafik inceleme yapılır. Bu inceleme hipertiroidi oluşturabilecek bir nodül/nodüllerin görülmesini sağlar. Ayrıca tiroid sintigrafisi bazen tiroidit hastalıklarının tanısında da istenebilir. Haşimato hastalığında radyoaktif madde tutulumu az iken, Graves gibi zehirli guatr türlerinde tutulum çok fazladır.

Sıcak (hiperaktif) nodüller

Sintigrafide etraf dokuya göre daha yoğun radyoaktif madde tutulumu gösteren nodüllerdir. Tüm nodüllerin %5’ini oluşturur. Tekli veya çoklu toksik guatr da sıcak nodüller görülür. Sıcak nodüller hipertiroidiye neden olabilirler. Her sıcak nodül hipertiroidi oluşturmaz. Kanser riski çok düşüktür.

Soğuk (hipoaktif) nodüller

Sintigrafide etraf dokuya göre radyoaktif madde tutulumu göstermeyen nodüllerdir ve tüm tiroid nodüllerinin %85’ini oluşturur. Tiroidin iyi huylu nodülleri ve tiroid kanserleri soğuk nodül şeklinde görülür. Her soğuk nodül kanser değildir. Soğuk nodüllerde malignite oranı %15-20’dir.

Ilık (normoaktif) nodüller

Sintigrafide nodül dışı doku ile aynı oranda aktivite tutulumu gösterir. Tüm tiroid nodüllerinin yaklaşık % 10’unu oluşturur. Ilık nodüller kanser riski açısından soğuk nodül gibidir.

28 Mayıs 2021 by tiroidcerrahisi 0 Comments

TİROİD ULTRASONOGRAFİSİ

Titoid Ultrasonografisi; tiroid nodüllerinin değerlendirilmesinde kullanılan çok değerli bir tanı aracıdır. Guatr, tiroid bezinin çeşitli sebeplerle büyümesine verilen addır. Tiroid bezi boynun hemen ön kısmında bulunan kelebek şeklinde hormon üreten bir bezdir. Tiroid bezi ürettiği hormonlarla vücuda adeta bir pil gibi enerji sağlar. Tiroid hormonlarının normalden fazla salgılandığı hale hipertiroidi, normalden az salgılandığı hale hipotiroidi denir. Hipertiroidili hastalarda aşırı bir hareketlilik, çarpıntı, kalbin hızlı atması, aşırı iştaha rağmen kilo kaybı, sinirlilik, titreme, terleme gibi şikayetlere rastlanırken, hipotiroidili hastalarda hareketlerde yavaşlama, kilo artışı, vücutta su tutulması, ciltte kuruma, kabızlık gibi şikayetler sıktır. Tiroid bezinin ultrasonografisi ve renkli Doppler incelemesi aslında bir bütündür. İkisi birbirinden ayrılmamalıdır. Tiroid ultrasonografisi ile tiroid bezinin boyutları, iç yapısı, nodülolup olmadığı gibi yapısal detaylar ortaya konulmaktadır. TiroidDoppler ile ise tiroid bezinin ne kadar çok kanlandığı, nodül var ise nodüllerin ne kadar çok kanlandığı gibi detaylar araştırılmaktadır. Ayrıca tiroide komşu lenf bezleri, şah damarları, tükürük bezleri de incelenmektedir.

  • Ulaşım ve uygulama kolaydır.
  • Ucuz bir tetkikdir.
  • Radyasyon içermez.
  • Tiroid nodüllerinde ultrason yardımı ile biyopsi yapılması tanı doğruluğunu arttırır.
  • Nodüllerin sayısının ve yerinin saptanmasını sağlar.
  • Nodüllerin yapısı hakkında net bilgi verir. Bazı nodüller katı yani solid, bazıları sıvı içerikli yani kistik, bazıları ise katı ve sıvı karışık yani mikst tipte nodüllerdir.
  • Doppler ile kan akımına bakılarak kanser yönünden nodüller değerlendirir.
  • Ultrasonografide kanser kuşkusu olan nodüller
Mikrokalsifikasyon: Küçük kireçlenme odakları bulgusu yüksek oranda kanser olabileceğini düşündürür (%80) ve bu nodüle mutlaka biyopsi yapılır. Düzensiz kenar: İyi huylu bir nodülün kenarları düzenlidir. Tırtıklı kenarın olması veya kenarlarda şekil bozukluğu yüksek ihtimalle kanser düşündürür. Çevre dokuya yayılma: Nodülde kanser geliştiği zaman tiroid dokusu içine yayılma eğilimi gösterir. Kanserli nodül büyüdüğü zaman da tiroid bezi dışındaki komşu dokulara yayılabilir. Bu bulgular nodülün %100’e yakın kanser olduğunun göstergesidir. Büyümüş lenf bezleri: Boyunda 600 adet lenf bezi vardır. İnfeksiyonda, diş hastalıklarında lenf bezleri büyüyebilir. Ultrasonografi büyüyen lenf bezlerinin iyi veya kötü huylu olup olmadığını gösterir. Tiroid nodüllerine kuşkulu lenf bezi eşlik ediyorsa, bu nodülde çok yüksek kanser kuşkusu vardır. Hipoekojenite: Ultrasonda bir nodül normal tiroid dokusuna göre daha az ekojen yani daha az dalga yansıtıyorsa “hipoekojen” denir. Ancal pekçok iyi huylu nodül de hipoekojendir. Kanser kuşkusu açısından yüksek tanı değeri yoktur. Kalın, düzensiz halo veya halo yokluğu: Nodülün çevresinde resim çerçevesi gibi bir bant vardır. Bu banttaki değişiklik kanser olabileceğini düşündürür. Nodülün şekli: İyi huylu nodül oval şekildedir. Kötü huylu nodül ise daha yuvarlakdır Doppler ile akım: Kötü huylu nodül içerisinde kan akımı daha yüksektir.

28 Mayıs 2021 by tiroidcerrahisi 0 Comments

TİROİD BİYOPSİSİ

Tiroid Biyopsisi Uygulaması – Tiroid Biyopsisi Nedir ve Nasıl Yapılır?

İnce iğne biyopsisi nedir?

Tiroid nodüllerinin değerlendirilmesinin amacı bu nodülün iyi huylu/kötü huylu ayırımının yapılmasıdır. Tiroid ultrasonografisi ile iğne biyopsisi bu ayırımı yapmak için kullanılan “altın standart” bir incelemedir. İğne biyopsisi; nodülün içine enjektör iğnesi ile girilerek hücre çekilmesi ve mikroskop altında incelenmesidir.

Hangi nodüle biyopsi yapılması gerektiği kararı ultrasonografi bulgularına göre verilir. İğne biyopsisinin ultrasonografi eşliği ile yapılması tanı doğruluğunu arttırır. Ultrason olmadan el yardımı ile biyopsi yapılması, yeterli hücre alınamamasına ve kuşkulu yerlerden biyopsi yapılamamasına neden olur. Çünkü bazı nodüllerde sıvı içeriği vardır ve bunların sıvı bölümlerinde yeterince hücre olmadığı için tanı koyulamaz. İğne biyopsisinden hazırlanan camları potologlar inceler. Patoloğun tanı koyabilmesi için alınan materyalde yeterli hücre olması gerekir. Biyopsinin ultrason eşliğinde yapılması yeterli hücre alım oranını arttırır.

Kalın iğne biyopsisi nedir?

Tiroidde kalın iğne (tru-cut) biyopsi çok ender olarak kullanılır, ince iğne biyopsisine üstünlüğü yoktur. Bazı hastalarda tanı koyabilmek için özel boyalar yapmak gerekir. Bu durumlarda tiroid dokusu gerekli olduğu için kalın iğne biyopsisi istenebilir.

Hangi nodüllere biyopsi yapılmalı?

Hipoekojenite, mikrokalsifikasyon, düzensiz sınır, çevre dokulara yayılma, boyunda kuşkulu lenf bezi, halo yokluğu, doppler US ile nodül içi akımın yüksekliği olan nodüllerden biyopsi yapılır.

Boyunda sert nodül, hızla büyüyen nodül, ses kısıklığı, boyun bölgesine radyasyon alan kişilerde biyopsi mutlaka yapılmalıdır.

Biyopsi sonuçlarının yorumu

Selim: iyi huylu nodül anlamındadır

Malign: Habis yani kötü huylu anlamındadır, %95 kanser olma riski vardır. Ameliyat önerilir

Malignite kuşkusu: Habis yani kötü huylu anlamındadır, %85-90 kanser olma riski vardır. Ameliyat önerilir

Önemi belirsiz atipi: %5-15 oranında kanser olma riski vardır. Hasta ile konuşarak ameliyat kararı alınabilir veya 2 ay sonra biyopsi tekrarlanabilir sonuç aynı gelirse ameliyat önerilir.

Foliküler neoplazi: %20-40 kanser riski vardır ameliyat önerilir.

Her biyopsi sonucunun detayları incelenerek tedavi planı yapılır.

28 Mayıs 2021 by tiroidcerrahisi 0 Comments

TİROİD HASTALIKLARINDA İLERİ TETKİKLER

Tiroit Hastalıklarının Teşhisi ve Yapılması Gereken Tetkikler

TİROİT

Tiroit hastalıklarının teşhisi için bazı tetkiklerin yapılması gerekir . Bu tetkikler aşağıda verilmiştir:

a) Kan Testleri :

Sıklıkla kullanılan kan testleri serbest T3, serbest T4, TSH, anti-TPO antikoru, anti-tiroglobulin antikoru, TSH-reseptör antikoru, tiroglobulin ve kalsitonin hormonlarının
kan düzeylerinin ölçülmesidir.

T4 ve T3 hormonlarının normal sınırın altında veya üstünde olması tiroit bezinin iyi çalışmadığını gösterir. T4 ve T3 hormonları düşük ise beziniz az çalışıyor, buna karşılık T4 ve T3 hormonları yüksek ise beziniz çok çalışıyor demektir. T3 ve T4 ölçümü yaptırırken serbest T3 ve serbest T4 hormonlarını ölçtürmek en iyisidir. Total T4 ve Total T3 artık pek kullanılmamaktadır. Gebelerde, doğum kontrol hapı kullananlarda ve östrojen ilacı alanlarda mutlaka serbest T3 ve serbest T4 hormon ölçümleri yapılmalıdır.

Tiroit bezinin az veya çok çalıştığını gösteren diğer bir tetkik TSH hormon ölçümüdür. TSH ölçümünün normalden düşük olması tiroit bezinin aşırı çalıştığını gösterir.
Kan TSH düzeyinin normalden yüksek bulunması ise tiroit bezinin az çalıştığını gösterir. Sadece TSH hormonunu ölçmekle aşağıdaki bilgiler kabaca elde edilebilir:
TSH ölçümü, 0.4-2.5 arasında ise normaldir, yani bez normal çalışıyor demektir.
TSH, 2.5-4 arasında ise ileride tiroit bezi yetmezliği gelişebilir. Bu durumda yılda bir defa TSH ölçtürünüz
TSH, 4-10 arasında ise tiroit bezinde hafif yetmezlik vardır ve tedavi gerekir.
TSH ölçümü 10’dan büyük ise tiroit bezinde belirgin yetmezlik vardır, yani az çalışıyor demektir ve tedavi gerekir.
TSH hormonu 0.4’den küçük ise tiroit beziniz fazla çalışıyor, yani çok hormon üretiyor demektir ve yine tedavi gerekir.
TSH hormonu 2.5-4 arasında ve anti-TPO antikorunuz kanınızda yüksekse sizde ileride tiroit bezi yetmezliği gelişme olasılığı yüksek demektir.
Tiroit bezi hastalıklarını teşhiste ayrıca tiroit antikorları denen anti-TPO (diğer adı anti-mikrozomal antikor) ve anti-tiroglobulin antikorları da ölçülür. Bu antikorların
yüksek olması tiroit hastalığının otoimmün hastalık denilen bağışıklık sistemi bozukluğuna bağlı olarak ortaya çıktığını gösterir. Otoimmün hastalık vücudun kendi
dokusunu (burada tiroit bezini) yabancı bir doku olarak algılayıp onu yok etmeye çalışmasıdır. Bu nedenle bağışıklık sistemimiz tiroit bezini yok etmek amacıyla antiTPO ve anti-tiroglobulin antikorları üretir. Bu antikorlar tiroit bezine yapışarak hücreleri tahrip eder. Vücudun neden böyle davrandığı henüz bilinmemektedir.
Anti-TPO ve anti-Tiroglobulin antikorları en çok Hashimoto hastalığı denen bir hastalıkta yükselir. Hashimoto hastalığı tiroit bezi yetmezliği yapan bir hastalıktır.
Toplumda bu antikorlar %10 kişide tiroit hastalığı olmadan yüksek olarak bulunabilir.
TSH-reseptör antikoru, Graves hastalığı denen ve gözlerde büyüme yapan tiroit bezinin aşırı çalışması hastalığında kanda yükselebilmektedir.
Tiroglobulin ölçümü ise ameliyat olmuş ve tiroit bezi tamamen alınmış tiroit kanserli hastaların izlenmesinde kullanılır. Diğer hastalıkların teşhisinde pek kullanılmaz.
Tiroglobulin düzeyinin gittikçe artması tiroit kanserinin nüks ettiğini gösterir.
Kalsitonin ölçümü ise medüller tip tiroit kanserinin teşhisi ve izlenmesinde faydalıdır. Kalsitonin düzeyi yüksek olan nodüler guatrlı hastalarda medüller kanser şüphesi
artar ve başka testler yapılır. Ameliyat olan medüller kanserli hastalarda kalsitonin düzeyinin yüksek olması kanserin vücutta bulunduğunu ve devam ettiğini gösterir.
Bazen hastalar karşımıza tiroit hormon tetkiklerini yaptırıp gelirler. Bu tetkikler yani T3,T4 ve TSH hormon ölçümleri normal olabilir. Bu hormonların normal olması
sadece tiroit bezinin yeteri kadar hormon salgıladığını gösterir. Bezimizde guatr, nodül veya kanser olduğu halde bu hormonlar normal olabilir. Tiroit bezinin muayenesi
ve yapılacak tiroit ultrasonu sizde diğer hastalıkların olup olmadığını çoğunlukla ortaya çıkaracaktır.

b) Tiroit Ultrasonu :

Tiroit ultrasonu ses dalgaları gönderilerek tiroit bezinin yapısının veya resminin bilgisayar ekranında ortaya konduğu bir tetkiktir. Herhangi bir radyoaktif madde kullanılmaz. Bu nedenle gebelerde güvenle yapılabilir. Tiroit ultrasonu tiroit bezinin büyüklüğünü, bezin şeklini ve nodül varsa onun büyüklüğünü anlamamıza yarar.  Ultrason ile nodül içinde sıvı olup olmadığı, yani nodülün kistik bir yapısının olup olmadığı anlaşılır. Ayrıca ilaç tedavisiyle bezin veya nodülün ne kadar küçüldüğünü veya küçülmediğini daha iyi anlamamızda bize yol gösterir. Nodül kan akımının Doppler ultrason ile incelenmesi nodüllerin iyi huylu veya kötü huylu olup olmadığı konusunda ek bilgi verir.

c) Tiroit sintigrafisi :

Damardan teknesyum denilen radyoaktif bir madde verilerek tiroit bezinin filminin çekilmesidir. Damardan teknesyum ilacı verildikten sonra kamera altına yatarsınız ve bu kamera teknesyum maddesinin tiroit bezi tarafından ne kadar tutulduğunu saptayarak tiroit bezinin filmi ortaya çıkar. Radyoaktif madde verildiğinden sintigrafi gebelerde yapılmaz. Sintigrafi ile nodülün sıcak mı, soğuk mu olduğu anlaşılır. Bu tetkik ile alınan radyasyon sadece birkaç röntgen filmi çektirmekle aynı ayarda olup endişeye gerek yoktur.

d) Tiroit İnce İğne Aspirasyon Biyopsisi :

Tiroit bezinde saptanan nodüllerde kanser olup olmadığını anlamak için yapılır. Nodülü olan tüm hastalara yapılması gereken bir tetkiktir. Biyopsi sonucuna göre ilaç tedavisi veya ameliyat kararı verileceğinden yapılması çok önemlidir. . Oldukça basit, yapılması kolay ve ağrı oluşturmayan bir tetkiktir. Damardan kan almak için kullanılan bildiğimiz plastik enjektörlerle yapılır. Damardan kan alınır gibi tiroit bezindeki nodülden plastik enjektörle parça alınır. Alınan hücreler patoloji bölümünde mikroskop altında incelenerek kanser veya iltihap olup olmadığı araştırılır. Biyopsi koldaki damardan kan alınması gibi kolay bir işlemdir. Korkulmaması gerekir.

Boyun tomografisi ve MR

Tiroid bezinin yüksek çözünürlüklü üç boyutlu görüntülemesi sağlanır. Ancak tiroid dokusunun değerlendirilmesinde ultrasonografiden daha üstün bir yöntem yoktur.

BT ve MR her tiroid hastasında istenmez. İç guatr varlığında, tiroid dokusunun göğüs boşluğunda hangi seviyeye indiğini belirlemek için BT veya MR çektirilir. Tiroid kanseri olduğu bilinen ve kanserin boyunda bulunan doku, organ veya damarlara yayılma şüphesi varsa yine bu ileri görüntüleme tetkikleri yaptırılır. Uygulamada tiroid hastalıklarının sadece %10-15’inde BT veya MR istenmektedir.

PET

Pozitron emisyon tomografi (PET) cihazları ile yapılan görüntüleme; pozitron (pozitif yüklü elektron) yayan radyonüklidler kullanılarak yapılan ve tüm vücudu görüntüleyen bir sintigrafik yöntemdir.

Sintigrafi ile tomografinin birleştirildiği ileri bir teknolojidir.

Başka nedenlerle çekilmiş PET tetkikinde tiroid nodülünde tutulum varsa %30 oranında kanser olabileceği için biyopsi yapılması gerekir.

Tiroid kanseri ameliyatları sonrası takip sırasında metastaz (yayılma) şüphesi varsa ultrason, tomografi, MR veya vücut tarama sintigrafisi kullanılır.

Tiroid kanseri takibinde kullanılan Tg düzeyi yüksek olup, tarama sintigrafisinde veya ultrasonografide metastaz görülmediği durumlarda PET çekimi uygulanır.

28 Mayıs 2021 by tiroidcerrahisi 0 Comments

TİROİD HASTALIĞINI DÜŞÜNDÜRECEK BULGULAR

Tiroid hastalığı, her hastada farklı şiddette belirti ve bulgular gösteriyor.

  • Halsizlik ve yorgunluk
  • Depresyon
  • Endişeli ruh hali, sinirlilik, nedensiz korkular
  • İştah ve tat almada değişim olması
  • Kişinin kendisini sersemlemiş hissetmesi. Bu hissi uykusuzluğa bağlamak genelde tanıda gecikmelere yol açabilir
  • Cinsel isteksizlik
  • Çarpıntı hissi. Kalp atışlarını boyunda veya göğüste hissetme
  • Ciltte kuruluk
  • Bağırsak sorunları, hazımsızlık, kabızlık, şişkinlik, gaz
  • Adet kanamalarında düzensizlik
  • Kas ve eklem ağrıları, huzursuz bacak
  • Tansiyon yüksekliği, üşüme veya terleme
  • Boyunda şişlik olmasa bile kişinin boynunda değişik bir durum hissetmesi
  • Aşırı uyku isteği veya uyuyamama
  • Kilo alma ve kolesterol yüksekliği
  • Saçlarda dökülme, seyrelme ve matlık
  • Gebe kalamama veya gebelikte sorunlar

28 Mayıs 2021 by tiroidcerrahisi 0 Comments

HİPOTİROİDİ

Hipotiroidi Nedenleri, Belirtileri, Tanı ve Tedavisi

Hipotiroidi nedenleri

Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de hipotiroidi sık görülmektedir. Kadınlarda ve yaş ilerlemesi ile hipotiroidi görülme sıklığı artar. Hipotiroidinin en sık nedeni; Hashimoto tiroidit, tiroid ameliyatı ile tiroid bezinin çıkarılması, radyoaktif iyot tedavisi (atom tedavisi) ve diğer tiroidit türleridir.

Hipotiroidi belirtileri

T3 ve T4 hormonu düşük, TSH yüksek bulunur. Klinik belirti vermeyen subklinik hipotiroidide ise T3 ve T4 hormonları normal, TSH yüksek bulunur. Tiroid antikoru (anti TPO) yüksektir.

Halsizlik, yorgunluk, eklem ağrısı, kilo alma, cilt kuruluğu, saç dökülmesi, saçlarda matlaşma, üşüme, kabızlık, adetlerde düzensizlik, kısırlık, depresyon, algı bozukluğu, seste değişiklik (ses kabalaşması) hipoiroidi belirtileri arasındadır.

Muayenede kuru cilt, nabızda azalma (bradikardi), ses kabalaşması, reflekslerde yavaşlama, bazı hastalarda tiroid bezinde büyüme (guatr gelişimi) ve ödem belirgin bulgular arasındadır.

Hipotiroidi tedavisi

Hastanın şikayetlerine ve hormon sonuçlarına göre tiroid hormon tedavisi (Levotiroiksin) başlanır. Tedavide genç kişilerde TSH hedefi 0.5.-2.5 mIU/L dir. Kalp hastalığı, atriyal fibrilasyonu (ritm hastalığı), osteoporozu (kemik erimesi) olanlarda ve 65 yaş üzerindeki hastalarda TSH hedefi 1-4 mIU/L dir. Gebelerde ise ilk üç ayda TSH hedefi 0.1-2.5 mIU/L, ikinci ve üçüncü 3 ayda TSH hedefi 0.2-3 mIU/L dir. 70-80 yaş arasındaki kişilerde TSH üst sınırı 6 mIU/L, 80 yaş üstü kişilerde ise TSH üst sınırı 7.5 mIU/L olarak kabul edilmektedir.

Tiroid hormonu nasıl kullanılmalı?

İlaç dozunun ayarlanması TSH düzeyine bakılarak yapılır. TSH düzeyi, hormonlar normal düzeye gelene kadar 6-8 haftalık aralıklarla incelenir. İlaç dozunun arttırmak veya azaltmak 12.5-25 mikrog’lık dozlarla olarak yapılmalıdır. Hormon tetkiki yapılacağı sabah ilaç alınmamalı, kan verildikten sonra alınmalıdır.

Ameliyat olanlarda, gebelikte, başka ilaçların kullanımında, araya giren hastalıklarda ve ilaç değişiminde TSH düzeylerine sık aralıklarla bakılmalıdır. Tiroid hormonu tek seferde, su ile, ilaç ezilmeden ve aç karına alınmalıdır. İlaç alımından 30 dk sonra kahvaltı edilmelidir.

Tiroid hormonu emilmesini olumsuz etkileyen durumlar

Tiroid hormonlarının emilimini etkileyen durumlar; ileri yaş, proton pompa inhibitörleri (mide ilacı), çölyak hastalığı, emilim bozukluklarıdır. Tiroid hormonu ilacının emilimini etkileyen durumlar ise; demir ilaçları, kolestiramin, sukralfat, antiasitlerdir. Bu tür ilaçların kullanımında levotiroksin ile arasında en az 4 saat olmalıdır.

Klinik bulgusu olmayan subklinik hipotiroidi’de tedavi

Hormon tedavisi başlamadan önce tiroid fonksiyon bozukluğunun kalıcı olup olmadığına karar verilir. Bu karar, hastanın yaşına ve eşlik eden hastalarına göre verilir. TSH 10 mIU/L’den yüksek olan hastalara Levotiroksin tedavisine başlanır. TSH düzeyi 4-10 mIU/L arasında olan hastalarda şu durumlarda Levotiroksin tedavisi uygulanır.

  • Guatr olması,
  • Gebeler ve gebelik tedavisi görenler,
  • Antikorları pozitif olanlar,
  • Hastalığın takibinde TSH düzeyi artan hastalar,
  • Psikiyatrik hastalıkları olanlar